Şeyh Abdurrahman Küfrevi

Sanduka

Şeyh Abdurrahman Efendi’nin kabr-i şerifi

Muhammed Küfrevi’nin Baziğa Hanımla olan ilk evliliğinden Abdullah ve Abdurrahman isminde iki erkek çocuğu olmuş, bu evlatlarından Abdullah çocuk yaşta vefat etmiştir.
Seyyide Baziga’nın büyük oğlu olan Şeyh Abdurrahman Efendi, 1803/1804 yılında, Siirt’e bağlı Kufra kasabasında dünyaya gelmiştir. İslami ilimlerde kısa zamanda büyük mesafeler kaydederek makamında hızla yükselir. 21 yaşındayken babasıyla birlikte Bitlis’e gelen Abdurrahman Efendi, kendilerine gelen giden halife ve müridlerle meşgul olmuş, gece gündüz demeden onlara hizmet etmiştir.

Hanımının vefatı Şeyh Abdurrahman Efendi’yi çok üzmüş, dünyadan elini eteğini çekerek kendisini tamamen ibadet ü taate vermiştir.

Abdurrahman Efendi böylece daima Allah aşkı ile cayır yanmakta, Cenab-ı Hakka vuslat arzusu ile tutuşmakta ve daima “visal” diye haykırmaktadır.

Kış mevsiminde bir cuma gecesi Pir-i Küfrevi; “Abdurrahman’a söyleyin, bu akşam gelen halife ve misafirlerle beraber hatme ve teveccühü o ifa etsin” der. Şeyhin emri üzerine halvethane iki tane mangal ile ısıtılır. Halife ve misafir sufiler toplanırlar. Hatmeyi bitiren Abdurrahman Efendi ayağa kalkar ve bir cezbe-i aşk ile; “Allah Allah” ve “Ya hu” diye zikretmeye başlar. En sonunda gür bir sesle; “Allah’ım seni istiyorum. Allah’ım seni istiyorum. Allah’ım seni istiyorum.” der ve kor ateşle dolu mangallardan birini kucağına alır.

Cemaat bütünüyle ayağa kalkar, tekbir getirirler. Bir kısmı kendinden geçer. Bu şekilde saatlerce devam eder. Bu hal herkesi mest etmiş, Şeyh’in cazibesiyle kendinden geçmiştir.

Şeyh Efendi ise öyle bir ateş-i aşk ve muhabbet içinde kıvranır ki, “Allah’ım senin visalini Hz. Yusuf varı istiyorum. Seni çağırıyorum. Beni Müslüman olarak öldür ve salihlere kavuştur” diye feryat eder ve biraz sonra ruhunu Rahmana teslim eder.

Rivayete göre, o mangal ateşi sönmüş, Şeyh’in herhangi bir tarafı yanmamış.

Bitlis’te Şeyh’in evine büyük bir izdiham olur. Herkes “Şeyhin oğlu ilahi aşkıyla şehid olmuştur” diye birbirlerine haber verirler. Cenaze Pir Küfrevi hazretleri tarafından yıkanır, kefenlenir ve defnedilir.