Ara
Close this search box.

Makam-ı Küfrevi

Muhammed Küfrevi Türbesi Girişi

Muhammed Küfrevi (k.s) hazretlerinin hayatı Allah yolunda, sünnet-i seniyye doğrultusunda geçmiştir. Ömrü boyunca irşadda bulunmuş, ehl-i küfürle mücadele etmiş, hep Allah (c.c) rızasını gözetmiştir.

Her fani gibi bu Allah dostunun da dar-ı bekâya göçme vakti gelmiştir. 123 yıllık ilim ve irşad hayatı 1898 yılında sona ermiştir. Ömrünün son 10 yılında yürüme zorluğu çektiğinden çift kollu iskemle (taht-ı revan) ile taşınmıştır.

Sultan Abdülhamid Han, piri Muhammed Küfrevi’nin (k.s) türbesinin inşası için İstanbul’dan İtalyan mimar Alberto’yu göndermiştir. Bitlis’in genelinde hakim olan mimari yapıdan farklı olarak Barok tarz inşa edilmiştir. Kuzey- güney boyunca uzanan dört kubbeli revak ve ana türbe mekanından oluşmaktadır.

küfrevi türbe içi

Pir Küfrevi Hazretlerinin taht-ı revanı, türbenin girişi

Küfrevi Türbesi Geniş Açı
Küfrevi Dergahı’nın avlusu

Küfrevi Türbesinin İnşâsı

Türbenin yapılışı sırasında çok sayıda ihvan, sofi, halife ve alim teberrüken çalışmıştır. Üstad Bediüzzaman, ‘Muhammed Küfrevi benim üstadımdır, onun türbesine ben de taş taşıyacağım’ diyerek, arkasına konan bir taşı türbeye kadar götürmüştür.

Türbenin ön tarafında, yapılış bakımdan çok özel gümüşle çerçevelenmiş antika bir fayansın üzerine huruf-u mukataa ile her harf bir isme işaret etmek suretiyle “Kaf. Be. Sin. Ayn. He” (Kıtmirü babuke Sultan Abdülhamid Han) diye yazdırılmıştır. Bab’us sırda kapının üst kısmında oyulup monte edilmiştir.İkinci bir harika, türbenin ilk giriş kapısı çürümeyen bir ağaçtan yani abanoz ağacından yapılmış, üzeri altın ve gümüşle kapanmış ve süslenmiş idi. Bu türbeye giden masraflar padişah tarafından şahsi parasıyla yapılmıştır. Rivayetlere göre türbenin inşasında 12 bin altın ve bazı rivayetlere göre 18 bin altın sarf edilmiştir.

Nicelerinin İstirahatgâhı Olan Dergah Avlusu

Türbenin inşası sırasında gümüş işçiliğiyle meşhur 2 Ermeni kardeşe vazife verilmiştir. Küfrevi Dergahı’nda geçirdikleri süre içerisinde Şeyhlerin nuruyla nurlanan bu iki Ermeni usta, Türbe’de şahit oldukları kerametler sonrasında müslümanlığı kabul etmişlerdir. İçinde bulundukları manevi halin etkisiyle, “İnşaAllah bu sanatı başka bir yerde yapmak bize nasip olmaz, burası bizim ustalık eserimiz olur” diye dua etmişlerdir. Bu duadan 40 gün sonra iki kardeş de aynı gün vefat etmiştir. Bunun üzerine Şeyh Abdülhadi Efendi, bu gümüş ustalarını dergahın avlusundaki ağacın kenarına defnetmiştir.

Bu iki kardeş gibi nice halife, sofi ve ihvan dergahın avlusuna defnedilmiştir.

küfrevi dergahı dut ağacı
Küfrevi Dergahı’nın avlusu, solda bahsi geçen dut ağacı
küfrevi dergahı kapısı
Türbenin günümüzdeki dış kapısı

Türbe Dış Kapısı

1916 senesinde Ruslar Bitlis’i işgal etmişlerdir. Bir gün Rusların üst kademelerinden birkaç kişi, birisinin kumandanlığı altında Pir-i Küfrevi’nin makamını görmeye geldiler. Her tarafı incelediler. Altın ve gümüşle kaplı iki kanatlı kapıyı söktürmeyi emrettiler. Arka kapıda Sultan Abdülhamid’e ait fayans üzerine yazılmış bir arma ve huruf-u mukataa ile gümüş çerçeveli “Kaf. Be. Sin. Ayn. He” harflerinin oyma ile yerleştirildiği o dünyanın harikalarından olan bu kapıyı ve arkadaki fayansları söküp Moskova Müzesine göndermeyi emrettiler.

Bu emri veren yüzbaşılardan biri, sonraki günlerde dergâha dönerek, Pir-i Küfrevi’nin rüyasına girip kendisine müslüman olmasını telkin ettiğini ve İslamiyet’i öğrenmesi adına Rusya Moskova’daki halifesi Abdulmecid efendiyi görmesini emrettiğini söylemiştir. Kıymetli eserlerin sökülüp Moskova’ya kaçırılmasına mani olunamasa da, yüzbaşının müslüman olmasıyla, Pir-i Küfrevi 123 yıllık irşad vazifesini vefatının ardından maneviyatta da devam ettirdiğini göstermiştir.

Şeyh Emin Efendi, Bitlis velilerinden olup 1830 yılında Bitlis iline bağlı Şirvan Kazasının Nivin köyünde dünyaya gelmiştir. Baba ve dedeleri hep kadı olarak vazife yapmışlardır. Şeyh Emin Efendi (k.s) civar medreselerde ilim okuyup icazet almış ve Nivin’e kadı tayin edilmiştir. Daha sonra Şark Bölge Müftüsü olarak atanmıştır. O sıralarda Bitlis il merkezine yerleşen Şeyh Muhammed Küfrevi (k.s) hazretlerinin; “beni yalnız bırakma, buraya gel” demesi üzerine görevinden ayrıldı, Şeyh Küfrevi’nin sağ kolu oldu. Şeyh Mehmed Emin Efendi birçok âlim ve müderris yetiştirmiştir. Yıllarca halkın meselelerini çözmüş, insanları doğru yolu getirmiştir. 1908 yılında vefat etmiştir. Kabri Bitlis’te Küfrevi Türbesinin hazire kısmındadır.

Şeyh_Emin_Efendi_Kabir

Küfrevi Türbesi’nin içi:
Şeyh Muhammed Küfrevi, Fatıma Hanım, Şeyh Abdurrahman Efendi, Şeyh Abdülhadi Efendi, Şeyh Abdülbaki Efendi, Şeyh Nesim Efendi, Şeyh Cesim Efendi, Naciye Hanım, Vesim Efendi, Şeyh Mustafa Efendi’nin kabr-i şerifleri

Sanduka

Küfrevi Türbesi’nin içi:
Şeyh Muhammed Küfrevi, Fatıma Hanım, Şeyh Abdurrahman Efendi, Şeyh Abdülhadi Efendi, Şeyh Abdülbaki Efendi, Şeyh Nesim Efendi, Şeyh Cesim Efendi, Naciye Hanım, Vesim Efendi, Şeyh Mustafa Efendi’nin kabr-i şerifleri