Şeyh Mustafa Kamil Küfrevi
Şeyh Mustafa Efendi, Medine-i Münevvere’de (2023)
1956 yılında 12 Ağustos’ta Bitlis’te doğan Şeyh Mustafa Efendi, ilkokulu Kazım Paşa İlkokulu’nda tamamladı. Ailesiyle birlikte sıkça İstanbul’a gidip gelmesi nedeniyle lise ve üniversite eğitimini İstanbul’da aldı. Lise eğitimini Saint Benoit Lisesi’nde tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Fransız Filolojisi bölümünden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini ise İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde tamamladı. Tasavvuf ve İslami ilimler alanındaki eğitimlerini, babası Şeyh Cesim Hazretleri’nin yanında başladı. Genç yaşlarda dahi Kuran ve sünneti hayatının merkezine koyarak tüm geleceğini İslamiyet’e hizmet üzere inşa etti.
Şeyh Mustafa Efendi’nin hanımı Ayşe Hanım ile evliliğinden Mehmet Sefa isminde bir oğlu ve Naciye Sena adında bir kızı oldu. Ticaretle uğraşan Şeyh Mustafa Efendi, gençlik yıllarında hayvancılıkla ilgilenmiş, ardından gıda sektöründe ticaretine devam etmiştir. 35 yaşındayken, babası Şeyh Cesim Efendi’nin vefatının ardından genç yaşta Nakşibendi Tarikatı Küfrevi Kolunun postnişinine oturdu. Babası gibi hem sert hem de esprili bir mizaçla donatılmıştı. İhvan heybetinden çekindiği için yanlış işlerden uzak durmaya gayret ederdi. Espirili yapısıyla insanları hızlıca kazanırken, halk arasında “Hacıbaba” künyesiyle anılırdı.
Az uyuyup çokça ibadet ederdi. Hem Şeyh Cesim Efendi hem de kendisi ihvanın farklı coğrafyalara hicret etmesine vesile oldu. Geniş bir coğrafyaya yayılmalarına rağmen onlarla birebir görüşmeye, yakından ilgilenmeye ve sürekli haberdar olmaya büyük önem verdi. Batıda türeyen ve İslami değerlerle örtüşmeyen düşünce ekollerinden ihvanın gençlerini muhafaza etmek adına sürekli seyahat eder, ömrünün büyük bir kısmını evinden uzakta geçirirdi.
Vefatından bir yıl evvel, ihvanıyla ilgilendiği yoğun bir gecenin sabahında ağır bir rahatsızlık geçirdi. Dört ay süren tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. Türkiye’nin hem batısındaki hem de doğusundaki ihvanın neredeyse tamamıyla görüşüp helalleşti. Pandemi sebebebiyle uzunca bir süredir gidemediği Umre ziyareti ve Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Bu seyahatinde, Fransa’da kıldığı bir Cuma namazı sonrasında, camide vefat etti. İbadet üzere yaşadığı ömrünü, yine ibadet üzere tamamladı. Cenazesi İstanbul’da kılındıktan sonra Bitlis’te Küfrevi Türbesi’ne, istirahatgâhına defnedildi.